For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.
- Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.
For some reason, people have been avoiding me like the plague ever since I got back from India.
- Her nedense, Hindistan'dan döndüğümden beri insanlar benden bir veba gibi kaçıyorlar.
Somehow I have taken a fancy to that girl.
- Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
She was somehow incensed against me.
- Her nedense bana karşı öfkeliydi.
An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.
- Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.
The primary cause of his failure is laziness.
- Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
I am not going, because, among other reasons, I don't have money.
- Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
There is no reason why he should resign.
- Onun istifa etmesi için bir neden yok.
Why did you paint the bank red?
- Neden bankı kırmızıya boyadın?
Mars is red because of rusty iron in the ground.
- Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.
Adultery was a ground for divorce.
- Zina bir boşanma nedeniydi.
I don't know the motives for Marlon's behaviour.
- Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.
Nobody seemed to have a motive for the murder.
- Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.
For some reason I don't like Tom.
- Her nedense Tom'dan hoşlanmıyorum.
For some reason, I feel sleepy when I start studying.
- Her nedense okumaya başladığımda kendimi uykulu hissediyorum.
Does depreciation of the yen give rise to inflation?
- Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
This political problem gave rise to hot discussions.
- Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
Why do you always have to get so personal when we have an argument?
- Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
Why on earth did you sell your newly-built house?
- Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?
I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
- Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
Why do I have to do this? What's the point?
- Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?
What's the point of us being here?
- Burada olmamızın nedeni ne?
Why does it matter so much to you?
- Neden senin için bu kadar önemli?
I don't know why it should matter.
- Neden önemli olması gerektiğini bilmiyorum.
Do you know why spring rolls are called spring rolls?
- İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
That being the case, he had little to say.
- Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
Somehow it's been a rough day.
- Her nedense zor bir gün oldu.
You look different somehow.
- Her nedense farklı görünüyorsun.
Why are you in my room?
- Neden benim odamdasın?
Why don't we share a room?
- Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Correlation doesn't imply causation.
- Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.
Correlation doesn't equal causation.
- Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.