haricinde

listen to the pronunciation of haricinde
Türkisch - Englisch
except

Except that the one who sent me to baptize with water told me... - Suyla vaftiz etmem için beni gönderen kişinin bana söylediğinin haricinde...

With the exception of Jim, everybody came. - Jim'in haricinde herkes geldi.

except that

Except that the one who sent me to baptize with water told me... - Suyla vaftiz etmem için beni gönderen kişinin bana söylediğinin haricinde...

Our house is quite satisfactory except that it is rather a long way to the bus stop. - Evimiz otobüs durağına uzak olmasının haricinde oldukça tatminkardır.

barring
short
except for

The house was empty except for a cat. - Bir kedi haricinde ev boştu.

All of us went to Tom's party except for Mary. - Mary'nin haricinde hepimiz Tom'un partisine gittik.

outside of
beyond
save
off
short of
out of
saving
( in) all but
{i} excepting
hyper
hariç
excluding

This book has 252 pages, excluding illustrations. - Çizimler hariç, bu kitabın 252 sayfası var.

Excluding Barack Obama, all presidents of the United States were white. - Barack Obama hariç Amerika Birleşik Devletlerinin bütün başkanları beyazdı.

hariç
except

Everybody was singing except me. - Ben hariç herkes şarkı söylüyordu.

I work every day except for Sundays. - Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

hariç
but

Everyone but Tom was there. - Tom hariç herkes oradaydı.

We work every day but Sunday. - Biz Pazar hariç her gün çalışırız.

hariç
except for

Everyone is here except for him. - O hariç herkes buradadır.

Except for John, they all arrived. - John hariç, onların hepsi geldi.

hariç
the outside exterior, outer surface; abroad, foreign coutry, foreign place; externa; outside; excep, excepting, except for, apart from, excluding,exclusive of, with the exception of
hariç
exempt
hariç
short
hariç
foreign country
hariç
stinging
hariç
external
hariç
foreign place
hariç
abroad
hariç
saving
hariç
always excepting
hariç
exogenous
hariç
exclusive

Are the profits exclusive of taxes? - Kârlar vergilerden hariç mi?

This book has 252 pages exclusive of illustrations. - Bu kitabın, çizimler hariç 252 sayfası vardır.

hariç
besides
hariç
exterior
hariç
exclusive of

Are the profits exclusive of taxes? - Kârlar vergilerden hariç mi?

This book has 252 pages exclusive of illustrations. - Bu kitabın, çizimler hariç 252 sayfası vardır.

hariç
excepted
hariç
save

I work every day save Sundays. - Pazar hariç her gün çalışırım.

Save for the cold in the hall, the gig was good. - Salondaki soğuk hariç konser iyiydi.

hariç
save for
hariç
other than

All the essays, other than yours, were good. - Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.

Hariç
excl

Excluding Barack Obama, all US presidents were white. - Barack Obama hariç bütün ABD başkanları beyazdı.

Are the profits exclusive of taxes? - Kârlar vergilerden hariç mi?

hariç
excepting
hariç
except (for), with the exception of; exception of; excluded, not included, without
hariç
outside, exterior, outer surface
hariç
not including
hariç
barring
hariç
bar

Excluding Barack Obama, all US presidents were white. - Barack Obama hariç bütün ABD başkanları beyazdı.

Excluding Barack Obama, all presidents of the United States were white. - Barack Obama hariç Amerika Birleşik Devletlerinin bütün başkanları beyazdı.

hariç
but the

Tom seems to have packed everything but the kitchen sink. - Tom mutfak lavabosu hariç her şeyi paketlemiş gibi görünüyor.

hariç
extra
hariç
(Fiili Deyim ) exclusive at
hariç
without
Türkisch - Türkisch

Definition von haricinde im Türkisch Türkisch wörterbuch

hariç
Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere: "Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder."- B. Felek
hariç
Yabancı ülke, dışarı
hariç
(Osmanlı Dönemi) dışarıda olan
hariç
Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere
hariç
Dış, dışarı
hariç
Dış, dışarı: "Hemen on dakika yürüyünce kasaba haricine çıkılır."- S. F. Abasıyanık
haricinde
Favoriten