If you drive carelessly, you will miss your turn.
- Eğer dikkatsizce sürersen, sıranı kaçıracaksın.
Science can be dangerous when applied carelessly.
- Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
He survived an accident last year, but still drives recklessly.
- Geçen yıl bir kaza atlattı ama yine de dikkatsizce araç kullanıyor.
If you drive carelessly, you will miss your turn.
- Eğer dikkatsizce sürersen, sıranı kaçıracaksın.
He drove carelessly and had an accident.
- Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
You must take care when you cross the road.
- Yolu geçerken dikkat etmelisin.
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
- Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Everything should be done with the greatest caution.
- Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
Caution, the doors are now closing!
- Dikkat, kapılar şimdi kapanıyor.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
You should take her illness into consideration.
- Onun hastalığına dikkat etmelisin.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Tom regarded the statue carefully.
- Tom heykele dikkatlice baktı.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
- Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
If he'd been there, he'd have told you to mind your manners.
- Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Look out for the wild dog!
- Vahşi köpeğe dikkat edin!
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
Do we need to watch out for tigers around here?
- Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!