We hope to come to an accord with them about arms reduction.
- Biz silah azaltma konusunda onlarla anlaşmak istiyoruz.
What should you do to decrease your debt?
- Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
- Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
- Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
She advised him to cut down on smoking.
- O ona sigarayı azaltmasını tavsiye etti.
He wanted to reduce the tax on imports.
- O ithalatta vergi azaltmak istedi.
I have to reduce my expenses this month.
- Bu ay masraflarımı azaltmak zorundayım.
Reducing deforestation is one way to mitigate the impacts of climate change.
- Ormansızlaşmanın azaltılması, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için tek yoldur.
This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending.
- Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.
Those green suits are special suits for reducing the risk of biological contamination.
- Bu yeşil takım elbiseler, biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel takım elbiselerdir.
What should you do to decrease your debt?
- Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
- Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
I have to reduce my expenses this month.
- Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
This company is using new technologies to reduce its environmental footprint.
- Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
Sami agreed to testify against Layla in order to lessen his sentence.
- Sami, hapis cezasını azaltmak için Leyla'nın aleyhine ifade vermeyi kabul etti.
I need medicine to lessen the pain.
- Ağrıyı azaltmak için ilaca ihtiyacım var.
Reducing deforestation is one way to mitigate the impacts of climate change.
- Ormansızlaşmanın azaltılması, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için tek yoldur.
Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?
- Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun?
Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
- Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
This medicine will decrease your pain.
- Bu ilaç ağrını azaltacak.
Production of rice has decreased.
- Pirinç üretimi azaldı.
A recent survey shows that the number of smokers is decreasing.
- Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
- Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
The population of this country is gradually diminishing.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.
- 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
The factory had to cut back its production.
- Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.