Poor as she was, she gave him what little money she had.
- O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.
I lent him what little money I had.
- Sahip olduğum az miktarda parayı ona ödünç verdim.
I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
- Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
- Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
Your boyfriend got tired of waiting for you and left just now.
- Erkek arkadaşın seni beklemekten usandı ve şimdi az önce gitti.
I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
- Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
The beautiful color of the sky soon faded away.
- Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
Soon, the tea was ready.
- Az sonra çay hazırdı.
A few years ago, our room had little furniture in it.
- Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
Tom arrived shortly after Mary did.
- Tom Mary geldikten az sonra geldi.
Tom got here shortly after 2:30.
- Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
A small amount of brandy is added to the whipped cream.
- Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
He would be paid a small amount of money.
- Az miktarda para ödenirdi.
Tom arrived shortly after Mary did.
- Tom Mary geldikten az sonra geldi.
Tom got here shortly after 2:30.
- Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
We have a little time before the next train.
- Bir sonraki trenden önce az zamanımız var.
It's amazing how little time Tom spends with his children.
- Tom'un çocuklarına bu kadar az zaman harcaması şaşırtıcı.
I only just left Tom.
- Az önce Tom'u terk ettim.
We've only just begun.
- Sadece az önce başladık.