I gave him what little money I had.
- Sahip olduğum az miktarda parayı ona verdim.
I lent him what little money I had.
- Sahip olduğum az miktarda parayı ona ödünç verdim.
He's just gone on leave.
- O az önce izinli gitti.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
It began raining just now.
- Az önce yağmur yağmaya başladı.
He left the office just now.
- O, az önce ofisten ayrıldı.
Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
- Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
The beautiful color of the sky soon faded away.
- Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
A few years ago, our room had little furniture in it.
- Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
Tom arrived shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten az sonra geldi.
Tom arrived shortly after Mary did.
- Tom Mary geldikten az sonra geldi.
A small amount of brandy is added to the whipped cream.
- Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
He would be paid a small amount of money.
- Az miktarda para ödenirdi.
Tom arrived shortly after Mary did.
- Tom Mary geldikten az sonra geldi.
Tom arrived shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten az sonra geldi.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
It's amazing how little time Tom spends with his children.
- Tom'un çocuklarına bu kadar az zaman harcaması şaşırtıcı.
We have a little time before the next train.
- Bir sonraki trenden önce az zamanımız var.
I have only just begun.
- Daha az önce başladım.
We've only just begun.
- Sadece az önce başladık.