Poor as she was, she gave him what little money she had.
- O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.
I gave her what little money I had with me.
- Üzerimdeki az miktarda parayı ona verdim.
He's just gone on leave.
- O az önce izinli gitti.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
- Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
It began raining just now.
- Az önce yağmur yağmaya başladı.
Soon, the tea was ready.
- Az sonra çay hazırdı.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
A few years ago, our room had little furniture in it.
- Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
Tom will be back shortly.
- Tom az sonra geri dönecek.
They should be finished shortly.
- Onlar az sonra hazır olmalı.
He would be paid a small amount of money.
- Az miktarda para ödenirdi.
A small amount of brandy is added to the whipped cream.
- Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
Tom arrived shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten az sonra geldi.
Tom arrived shortly after Mary did.
- Tom Mary geldikten az sonra geldi.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
I had little time to prepare the speech.
- Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
I had so little time that I had to eat lunch in a hurry.
- O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.
I have only just arrived.
- Sadece az önce geldim.
We've only just begun.
- Sadece az önce başladık.