Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu.
- A young woman was singing and playing the guitar in front of the fountain.
İstasyonun önünde bir çeşme var.
- There's a fountain in front of the station.
Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
- Many flowers start blooming in springtime.
Baharda Abraham Lincoln suikast sonucu öldürüldü.
- Abraham Lincoln was assassinated in the spring.
İlkbaharı yaza tercih ederim.
- I prefer spring to summer.
İlkbahar bitti ve yaz geldi.
- Spring is over and summer has come.
Bu saf kaynak suyudur.
- This is pure spring water.
Kaynaktan gelen suyu çok saf.
- The water from the spring is very pure.
Şimdi çocuk zaten pınara düştü.
- Now the child has already fallen in the fountain.
Dolmakalemle yazmayı severim.
- I like writing with a fountain pen.
Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı?
- Do you have a fountain pen with you?
Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.
- There was a spring indeed, but it was dry.
Pınarda susuzluklarını giderdiler.
- They satisfied their thirst at the spring.
Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- I'm looking forward to the return of spring.
Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
- That idea was a springboard for further discussions about sex.
İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
- Do you know why spring rolls are called spring rolls?
Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
- That idea was a springboard for further discussions about sex.
Son bahar tatilim sırasında yurt dışındaki gezi masraflarımı ödemek için bir restoranda iş buldum.
- During my last spring vacation I took a job in a restaurant to help pay the costs of my trip abroad.
discover, at least in some degree, the secret springs and principles, by which the human mind is actuated in its operations?.
... And Google Reader is an example of spring cleaning. ...
... happened in the Middle East and the Arab Spring, ...