You can't run away from age.
 - Yaşlanmaktan kaçamazsın.
Ageing isn't good, but the alternative is no better.
 - Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.
I want to grow old with you.
 - Seninle yaşlanmak istiyorum.
I like people who are not afraid to grow old.
 - Yaşlanmaktan korkmayan insanları seviyorum.
Wisdom does not automatically come with age.
 - Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Because of his age, my grandfather doesn't hear well.
 - Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor.
Tom's eyes were wet with tears.
 - Tom'un gözleri göz yaşları yüzünden ıslaktı.
I wet the bed until I was ten years old.
 - Ben on yaşına kadar yatağı ıslatırdım.
Sam is two years younger than Tom.
 - Sam Tom'dan iki yaş küçük.
I learned to play guitar when I was ten years old.
 - On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
Aging doesn't cost anything.
 - Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz.
Japan is trying to cope with the aging of its population.
 - Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.
That fish lives in fresh water.
 - O balık tatlı suda yaşar.
Fish such as carp and trout live in fresh water.
 - Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
The older you get, the more difficult it becomes to learn a new language.
 - Ne kadar yaşlanırsan, yeni bir dili öğrenmek o kadar zor olur.
John lives in New York.
 - John New York'ta yaşar.
She is five years younger than me.
 - O, benden beş yaş küçük.
Sam is two years younger than Tom.
 - Sam Tom'dan iki yaş küçük.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
 - Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
My mother looked at me with tears in her eyes.
 - Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
The best time of life is when we are young.
 - Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.
The best time of life is when you are young.
 - Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
The pharmaceutical company is looking for the Elixir of Life to stop the ageing process.
 - İlaç firması yaşlanma sürecini durdurmak için hayat iksirini arıyor.
Ageing isn't good, but the alternative is no better.
 - Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.