usulü

listen to the pronunciation of usulü
Türkçe - İngilizce

usulü teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

usul
method
usul
way

Tom got it done right way. - Tom onu usulüne göre yaptırdı.

You'll have to do things our way. - İşleri bizim usulümüzle yapmak zorunda kalacaksın.

usulü belgeler
(Hukuk) procedural documents
usulü dairesinde properly
in the proper way
usulü sistemler
(Hukuk) procedural systems
usulü süre
(Hukuk) (usulü süre bitimi) procedural deadline
usul
{i} manner
alman usulü
dutch treat
usul
modus
usul
quietly
usul
{i} rite
alman usulü ödemek
(Konuşma Dili) go dutch
bindirme usulü kriptolamak
(Askeri) superimpose
emprenye etme usulü
impregnation
hakem usulü
(Askeri) arbitration
idari yargılama usulü
(Kanun) administrative trial procedure
mekik usulü yaralı tahliyesi
(Askeri) advanced shuttle
pratik iş görme usulü
rule of thumb
usul
(Muzik) tempo
usul
(Ticaret) proceeding
usul
sort
usul
time
usul
routine
usul
base
usul
{i} practice
usul
rule
usul
order

Congratulations are definitely in order. - Tebrikler kesinlikle usulüne uygun.

usul
consuetude
usul
gently

The wind gently kissed the trees. - Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.

usul
{i} technique
alman usulü
Going Dutch, each person´s paying his/her share: "Alman usulü ödeyelim. - Let´s go Dutch."
açık ihale usulü
Open tender procedure
basitleştirilmiş beyan usulü
(Ticaret) simplified procedure
görücü usûlü
Blind date
usul
style
usul
{i} wise
çalışma usulü
working procedure
Alman usulü
a Dutch treat
Alman usulü
going Dutch, each person's paying his/her share: Alman usulü ödeyelim . Let's go Dutch
Alman usulü yapmak
to go Dutch (with sb)
Askeri Ceza ve Askeri Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
(Askeri) Uniform Code of Military Justice
ademi merkeziyet usulü
decentralization
alman usulü eğlence
dutch treat
alman usulü yapmak
go dutch
alman usulü yapmak
go dutch with somebody
basit yargılama usulü
(Hukuk) summary trial
ceza muhakeme usulü
penal proceedings, criminal procedure
danışma usulü
(Hukuk) consultation procedure
dönem usulü ile
(üniv.) terminally
eksiltme usulü ile
by tender
iflas usulü ile tasfiye
(Kanun) liquidation in bankruptcy
ihale usulü
(Hukuk) tendering procedure
ingiliz usulü yumurta sosu
(Gıda) egg sauce
kapalı zarf usulü
ile by sealed tender
katılım öncesi mali gözetim usulü
(Hukuk) pre-accession fiscal surveillance procedure
kitle yükleme usulü
(Askeri) bulk load method
kullanma usulü
mode of operation
mahkeme usulü
(Kanun) judicial proceedings
merkezleme usulü
(Askeri) centre-to-centre method
ocak usulü eken mibzer
(Tarım) dibbling machine
onay usulü
(Hukuk) Assent Procedure
parmak usulü metrical system based
on a count of syllables
perakende usulü
(Ticaret) retail method
poligon usulü ölçme
traverse survey
sonsuz nişan ayar usulü
(Askeri) infinity method
sorgu usulü
(Kanun) questioning procedure
soru cevaplı öğretme usulü
(Eğitim) catechism
sığınma usulü
(Hukuk) asylum procedure
tahkim usulü
(Hukuk) arbitration procedure
takip olunacak muhakeme usulü
(Kanun) procedure to be applied
taksit usulü
installment plan
tarama usulü
(Politika, Siyaset) screening procedure
tarama usulü
(Hukuk) screening procedures
teklif verme usulü
(Hukuk) tendering procedure
telsiz işletme usulü
(Askeri) radio procedure
tertip-fasla usulü
(Askeri) line offset method
test usulü
testing method
usul
method, way " yöntem, tarz; tempo, time
usul
process
usul
formality
usul
usage
usul
mus. rhythmic pattern, rule which regulates the metric structure of a composition
usul
cut
usul
system
usul
method, system, procedure, way
usul
observance
usul
brand
usul
(Hukuk) mode, practice, procedure, method
usul
procedure
usul
nomo
usul
lex
usul
formula
usul
strain
usul
modality
vadeli satış usulü 
(Ticaret) hedging 
vardiya usulü çalışmak
work shifts
viyana usulü dana şnitsel
(Gıda) viennese schnitzel
yerde alarm usulü
(Askeri) ground alert method
zıt tedavi usulü
allopathy
Türkçe - Türkçe

usulü teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

ADİ MUHAKEME USULÜ
(Hukuk) Genel yargılama yöntemi; özel yargılama yöntemleri dışında kalan asıl yargılama yöntemi
Alman usulü
Bir topluluk için yapılan harcamada giderlerin herkese eşit olarak bölüştürülmesi yöntemi
USUL
(Osmanlı Dönemi) (Asıl. C.) Ana, baba. Cedler
USUL
(Osmanlı Dönemi) İstinadgâh
USUL
(Hukuk) Yöntem; yol yordam; bir işin yapılma süreci; bir işlemin yapılmasına ilişkin olarak izlenecek yol; prosedür
USUL
(Osmanlı Dönemi) Tarz, metod, tertip
USUL
(Osmanlı Dönemi) Râcih delil, kaide. Asıllar, kökler, temeller. Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol
Usul
(Osmanlı Dönemi) TEAMÜL
Usûl
(Osmanlı Dönemi) ARUZ
muhakeme usulü
Yargı yolu, muhakeme tarzı
usul
Yol, yöntem: "Burada ne kadar av varsa o kadar da avlanmak usulü vardır."- H. C. Yalçın
usul
Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
usul
Yavaş, alçak olarak
usul
Yavaş, sessiz
usul
Klasik Türk müziğinde tempo: "Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir."- O. C. Kaygılı
usul
Kökler, asıllar
usul
Yavaş, alçak olarak: "Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler"- Karacaoğlan
usul
Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli iike ve kurallara göre izlenen yol, metot
usul
Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri
usul
Alaturka müzikte tempo
usul
Yol, yöntem
usul
Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar
usul
Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz: "Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu."- H. Taner
usul
Klasik Türk müziğinde tempo
usûl
(Osmanlı Dönemi) bir hedefe ulaşmak için tutulan yol, tarz, metod
yargı usulü
Yargılama usulü
yargılama usulü
Yargılamak işi veya yöntemi