Başka bir şey düşünmek zorundayız.
- We have to think of something else.
Çocuklarımı düşünmek zorundayım.
- I have to think of my children.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
- It's thoughtless of her to say so.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
- No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Yılanları çok düşünme onu solduruyor.
- The very thought of snakes makes her turn pale.
Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of modern art?
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
- I asked Tom what he thought of Mary.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
- I thought his opinion was relevant.
Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.
- She had a thoughtful look on her face.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
O, nazik ve düşünceli bir adamdır.
- He's a kind and thoughtful man.
Tom bana Mary'nin nazik olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought Mary was courteous.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
- I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
- Attractive women are often thought to be dumb.
Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.
- Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.
- I thought I told you to stay in the car.
Seni tanıdığımı sanıyordum.
- I thought I knew you.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.
- Really? I thought she'd be the last person to get married.
Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
- Tom thought Mary should go over to John's house and help him.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
... I THOUGHT OF SAYING BUT DIDN'T. ...
... no idea of childhood as we now conceive it. Children were thought of as miniature adults. ...