He did not like her manner of speech.
- Onun konuşma tarzını sevmedi.
I don't like her manner.
- Onun hareket tarzını sevmiyorum.
The style is nice, but do you have it in a different color?
- Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?
I like your sarong style skirt.
- Malaya peştemalı tarzı elbiseni seviyorum.
In this harsh, petty world where money does the talking, his way of life is like a breath of fresh air.
- Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.
I managed to bring him around to my way of thinking.
- Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim.
What's your favorite genre?
- En sevdiğiniz tarz nedir?
Formal declarations of war haven't been the United States's style since 1942.
- Resmi savaş beyanları 1942 yılından bu yana ABD tarzı değildir.
What kind of music did you like when you were in high school?
- Lisedeyken ne tarz müzikten hoşlanırdın?
Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.
- Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.
The Sanssouci Palace is in the rococo style.
- Sanssouci Sarayı, rokoko tarzındadır.