yıkanmamış

listen to the pronunciation of yıkanmamış
Türkçe - İngilizce
unbathed
greasy
unwashed
yıka
{f} washing

Tom doesn't like washing dishes. - Tom bulaşık yıkamayı sevmez.

Washing the car took longer than we expected. - Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.

yıka
lave
yıka
{f} washed

He got his car washed at the filling station. - O, dolum istasyonunda arabasını yıkattı.

She washed her dirty hands before the meal. - O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.

yıka
{f} wash

Can you help me wash these dishes? - Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?

One hand washes the other. - Bir el diğerini yıkar.

yıkanmamış