Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.
- This lonely patient takes pleasure from sewing.
Bu düğmeleri dikmek için bir iğnen var mı?
- Do you have a needle to sew on these buttons?
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
- The lonely patient derives pleasure from sewing.
Annem bana dikiş makinesini verdi.
- My mother gave me her sewing machine.
Annem dikiş işleriyle meşguldü.
- Mom was busy with her sewing.
Dikiş dikmeyi bıraktı ve biraz çay içti.
- She stopped sewing and had some tea.
Dikiş dikmekte çok iyisin.
- You are very good at sewing.
Bu düğmeleri dikmek için bir iğnen var mı?
- Do you have a needle to sew on these buttons?
Sen bu düğmeleri benim için dikebilir misin?
- Can you sew on these buttons for me?
Bu düğmeleri dikmek için bir iğnen var mı?
- Do you have a needle to sew on these buttons?
Kanalizasyon borusu patladı.
- The sewer pipe exploded.
Kanalizasyonlar ile ilgili sorun olmasaydı, biz zaten evi inşa etmiş olurduk.
- If it weren’t for the problem with the sewers, we would already have built the house.
Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.
- I bought a new sewing machine.
Annem bana dikiş makinesini verdi.
- My mother gave me her sewing machine.
Dikili perdelerim ne kadar güzel.
- How beautiful my sewn drapes are.
O benim için bir elbise dikti.
- He sewed a dress for me.
Mary kendi kostümünü dikti.
- Mary sewed her own costume.
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.
Annem dikiş işleriyle meşguldü.
- Mom was busy with her sewing.
Dikili perdelerim ne kadar güzel.
- How beautiful my sewn drapes are.
Balls were first made of grass or leaves held together by strings, and later of pieces of animal skin sewn together and stuffed with feathers or hay.