Sıcaklık birkaç derece düştü.
- The temperature fell several degrees.
Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
- The value of the painting was estimated at several million dollars.
Kelimenin değişik anlamları vardır.
- The word has several meanings.
Tom farklı olasılıkları düşünüyor.
- Tom is considering several possibilities.
Şehir hayatının farklı avantajları var.
- There are several advantages to city life.
Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
- Several houses were damaged in the last storm.
Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu.
- A combination of several mistakes led to the accident.
Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
- Several boys had to leave school early yesterday.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Birçok öğrenci soğuk algınlığından dolayı okula gelmedi.
- Several students were absent from school because of colds.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Çok sayıda şirket sözleşmeyi kazanmak için yarışıyor.
- Several companies are competing to gain the contract.
Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.
- Several slight shocks followed the earthquake.
Üç yıl önce buraya ayrı ayrı taşındık.
- We moved here separately three years ago.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Birlikte mi yoksa ayrı olarak mı ödenecek?
- Pay together or separately?
Bunu ayrı olarak sarar mısınız, lütfen?
- Could you wrap this separately, please?
Dostluğumuzu kestikten sonra onun numarasını ayırdım.
- I removed her number after severing our friendship.
Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.
- Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.
Ben de aynı şeyi birkaç kez kendim yaptım.
- I've also done the same thing several times myself.
Hastalık çeşitli şekillerde yayıldı.
- The disease spread in several ways.
Hayatımda çeşitli hatalar yaptım.
- I've made several mistakes in my life.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.
- Jim has asked Anne out several times.
Tom yıllarca tek başına yaşadı.
- Tom lived alone for several years.
Several people were present when the event took place.
I am fond of reading.
- Ben okumayı çok severim.
In general, little girls are fond of dolls.
- Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
I have been a lover of sports since I was young.
- Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
I used to be a cat lover.
- Ben bir kedi severdim.