Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.
- The kindergarten children were walking hand in hand in the park.
O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona prenses derdi.
- When she was in kindergarten, all the boys used to call her princess.
Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
Bu gölde çeşitli balıklar var.
- This lake abounds in various kinds of fish.
O, hiçbir şekilde kibar değil.
- He is by no means kind.
Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
- Mary takes Bill's kindness for granted.
Aynı cinsten bir şey söylemedim.
- I said nothing of the kind.
Bu ne cins bir köpek?
- What kind of dog is this?
Ne tür müzik seversin?
- What kind of music do you like?
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.
- He was kind enough to take him to the shop.
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
- She was kind enough to give me good advice.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Her tip kitabı okurum.
- I read all kinds of books.
Tam olmanı hayal ettiğim insan tipisin.
- You're just the kind of person I imagined you'd be.
Bizi davet etmeniz büyük incelikti.
- It was kind of you to invite us.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Mary hoşlandığım kadın türüdür.
- Mary is the kind of woman I like.
Bu tür şey olduğunda, Tom bundan hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like it when this kind of stuff happens.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.