Bu çok emek isteyen bir meslek.
- It's a very demanding profession.
Sanırım Tom çok talepkâr.
- I think Tom is too demanding.
Bu kadar talepkâr olma.
- Don't be so demanding.
Biz çok zahmetli iş yapıyoruz.
- We do very demanding work.
Onlar çok müşkülpesentti.
- They were very demanding.
Senatörün bu hafta çok zorlu bir takvimi var.
- The senator has a very demanding schedule this week.
Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.
- They have demanded that all copies of the book be destroyed.
Ben, onun ödemesini talep ettim.
- I demanded that he should pay.
İşçiler daha yüksek ücret talep etmek için birleşti.
- The workers united to demand higher wages.
Adalet istemek için buradayız.
- We're here to demand justice.
Arzu ihtiyaç ve talep arasından çıkar.
- The desire emerges between need and demand.
Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.
- The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.
Hiçbir şey istemedim.
- I didn't demand anything.
Bu soruna hemen dikkat edilmesi gerekir.
- This problem demands immediate attention.
Onun ödemesi gerektiğini iddia ettim.
- I demanded that he should pay.
Tom büyük rağbet görüyor.
- Tom is in great demand.
Uzman işçiler rağbette.
- Specialist workers are in demand.
Bu isteklere boyun eğmemelisin.
- You must not give way to those demands.
Onun isteklerine boyun eğdim.
- I gave in to her demands.
Protestocular hükümetten reform talep etti.
- The protesters demanded government reform.
Başkanın çekilmesini talep ettiler.
- They demanded that President resign.
Tedarikçi firma talebe yetişemiyor.
- Supplies cannot keep up with the demand.
Fiyat talebe göre değişecek.
- The price will change according to the demand.
Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.
- The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.
Adalet istemek için buradayız.
- We're here to demand justice.
The bank is demanding the mortgage payment.
Modern society is responding to women's demands for equality.
She couldn't ignore the newborn baby's demands for attention.
... and and and and and demanding ...
... demanding parents ...