Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
Lay this aside for me.
- Bunu benim için bir yana koy.
All kidding aside, it may work.
- Şaka bir yana, işe yarayabilir.
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
I took sides with them in the argument.
- Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.
The two houses stand alongside of each other.
- İki ev yan yana duruyor.
I worked alongside Tom.
- Tom'la yan yana çalıştım.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
The wrong time, the wrong place.
- Yanlış zamanda, yanlış yerde.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
- Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
The army was advancing in the wrong direction.
- Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
- Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
He edged sideways through the crowd.
- O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Please put the table next to the wall.
- Lütfen masayı duvarın yanına koy.
His bed is next to the wall.
- Onun yatağı duvarın yanında.
Both buildings burned down.
- Her iki bina da yandı.
He was burned to death in the fire.
- Yangında yanarak öldü.
They sat side by side.
- Onlar yan yana oturdular.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
- Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
Lay this aside for me.
- Bunu benim için bir yana koy.
All kidding aside, it may work.
- Şaka bir yana, işe yarayabilir.
My grades have improved since first semester.
- İlk yarıyıldan bu yana notlarım düzeldi.
He changed a lot since the last time.
- Son kezden bu yana o çok değişti.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.