They sat side by side.
- Onlar yan yana oturdular.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
I worked alongside Tom.
- Tom'la yan yana çalıştım.
The two houses stand alongside of each other.
- İki ev yan yana duruyor.
I'd like you to get two adjacent rooms.
- Yan yana iki oda almanı istiyorum.
Germany adjoins Holland.
- Almanya, Hollanda'yla yan yana.
The living room adjoins the dining room.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.
They walked along the road three abreast.
- Onlar yol boyunca üçü yan yana yürüdü.
They were walking two abreast.
- Onlar yan yana yürüyordu.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.