Başkalarına saygı göstermek gerekli.
- Respecting others is required.
Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.
- In the Aymara culture, respecting one's parents is fundamental.
Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.
- We cannot help respecting his courage.
Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.
- Far from respecting him, I dislike him.
Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.
- Far from respecting him, I dislike him.
Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.
- Tom and Mary have started respecting each other.
Onlara saygı göstermek zorundasın.
- You've got to respect them.
Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım, bu yüzden gittim.
- I had to respect Tom's wishes, so I left.
Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler.
- The Japanese do not always make a bow as a mark of respect.
Yaşlılara saygı duyarım.
- I respect the elderly.
Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.
- He couched his demand in respectful words.
İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
- The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
Ben her açıdan başarısız oldum.
- I've failed in every respect.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
O bakımdan senden farklı değilim.
- I'm no different than you are in that respect.
Tom'a saygı duymak zorundasın.
- You've got to respect Tom.
Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
- We have to respect local customs.
Kurallara uymak çok önemlidir.
- It's very important to respect the rules.
İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.
- England resembles Japan in many respects.
Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.
- Japanese differ from American in many respects.
Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
- Recognize and respect the personality of a person.
O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.
- He respects Einstein, an American scientist.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
- With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
- With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
- You should respect the rules your parents set for you.
Genç insanlar yasaya uymalıdır.
- Young people must respect the law.
The mourners paid their last respects to the deceased poet.
They failed to respect the treaty they had signed, and invaded.
Syngman Rhee kept imprisoned the Dowager Queen Yun Empress Sunjeong of the Korean Empire for fear of the respect the people held for her.
No self-respecting man would let such a jerk insult him so.