Why should they try to influence him?
- Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
Make a good translation of the sentence that you are translating. Don't let translations into other languages influence you.
- Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.
Tom has been trying hard to impress his father.
- Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
You never cease to impress me.
- Beni etkilemekten asla vazgeçmiyorsun.
The event affected his future.
- Olay onun geleceğini etkiledi.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
- Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
His speech deeply affected the audience.
- Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
Alzheimer's disease affects nearly 50 million people around the world.
- Alzheimer hastalığı tüm dünyada yaklaşık 50 milyon insanı etkilemektedir.
The unstable security situation in Syria also affects Turkey.
- Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir.
Why should they try to influence him?
- Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
That was probably what influenced their decision.
- Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.