Tom ağırbaşlı göründüğümü söylüyor.
- Tom says I look dignified.
Ne ağırbaşlı bir adam!
- What a dignified man!
Ne ağırbaşlı bir adam!
- What a dignified man!
Tom ağırbaşlı görünmeye çalıştı.
- Tom tried to look dignified.
Sen benden çok daha onurluyorsun.
- You're so much more dignified than I am.
Eğer balık olarak doğmuşsan, suyun altında ölmenin kızartma tavasında ölmekten daha onurlu olduğunu düşünecek kadar bilgiliyim.
- I am wise enough to think that if one is born a fish, it is more dignified to die under the water than in the frying pan.
O saygın bir iş adamı gibi görünüyor ama aslında Mafyanın bir üyesidir.
- He seems like a respectable businessman, but he's really part of the Mafia.
Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.
- That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational.
Your worth will dignify our feast. - B. Jonson.
... live dignified lives you know ...