Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.
- Tom suffered from a collapsed lung.
O, dizlerinin üzerine çöktü.
- He collapsed to his knees.
Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.
- The bank collapsed during the recession.
Bu bina çökmek üzere.
- This building is about to collapse.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.
- The news was all about the collapse of the Soviet Union.
MİT, 2030 yılına kadar küresel ekonomik çöküş öngördü.
- MIT has predicted global economic collapse by 2030.
Yeni beton platformun çökmesi, dört işçiyi öldürdü.
- The collapse of the new concrete platform killed four workers.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Eski köprü yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
- The old bridge is in danger of collapse.
Bu bina çökmek üzere.
- This building is about to collapse.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.
- The news was all about the collapse of the Soviet Union.
Tom ısıdan dolayı çöktü.
- Tom collapsed because of the heat.