yığılmak

listen to the pronunciation of yığılmak
Türkisch - Englisch
collapse
slump down
draw up
agglomerate
drift
conglomerate
bank up
(for someone) to collapse in a heap
roll up
to be heaped up, to accumulate, to bank up; (kar, kum, vb.) to drift; to crowd together; to fall in a faint, to collapse, to slump, to flake out
pour
to crowd around (in front of, before) (a place)
subside
to be heaped, be heaped up, be piled, be piled up; to be stacked, be stacked up
flop
swarm
flood into
pile
crowd together
be heaped up
bank
swarm with
to be heaped up
congest
accumulate
pile up
slump
yığılma
(Dilbilim) bunching
yığılma
buckling
yığılma
(Bilgisayar) congestion
yığılma
piling up
yığılma
(Biyokimya) conglomerate
yığ
{f} pile

This car is a pile of rubbish. - Bu otomobil bir çöp yığını.

The bags were piled up behind him. - Çantalar onun arkasında yığıldı.

yığ
amass
yığ
{f} heap

Get rid of that heap of old newspapers. - O eski gazete yığınından kurtulun.

Tom's compost heap got so hot that it spontaneously combusted. - Tom'un gübre yığını o kadar çok ısındı ki o kendiliğinden yaktı.

yığ
{f} lump
yığ
{f} stacked

Tom stacked the boxes up against the wall. - Tom kutuları duvarın önüne yığdı.

He must have stacked them up against the wall. - Onları duvarın dibine yığmış olmalı.

yığ
heap up
yığılma
accumulation
yere yığılmak
fall in a heap
yığılma
collapse
yığılma
build up
yığılma
accretion
yığılma
agglomeration
yığılma
buildup
Türkisch - Türkisch
Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek: "Boğazını yırtan hıçkırıklarla paşanın ayaklarına yığıldı."- H. E. Adıvar
Çok sayıda birikmek toplanmak
Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek
Yığmak işine konu olmak veya yığmak işi yapılmak
Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak. Çok sayıda birikmek toplanmak: "Bütün köşk kapının önüne yığıldı."- A.Gündüz
yığılma
Yığılmak işi
yığılmak
Favoriten