I heard someone call my name from behind.
- Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
Mary walked first, and Tom came behind.
- Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
All his friends backed his plan.
- Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
- Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
Company policy precludes fraternization between co-workers.
- Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.
- Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.
Smokers are asked to occupy the rear seats.
- Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
The garden is behind the house.
- Bahçe evin arkasında.
The boy hid behind the door.
- Çocuk, kapının arkasına saklandı.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
I've decided to end our friendship.
- Arkadaşlığımızı bitirmeye karar verdim.
Applaud, friends, the comedy has ended.
- Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.
I asked after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
Tomorrow I’ll go out with friends after having lunch.
- Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws.
- Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.
I have a lot of friends to support me mentally.
- Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
Her boyfriend was not supportive.
- Erkek arkadaşı destekleyici değildi.
There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
There is a small pond in back of my house.
- Evimin arkasında küçük bir gölet var.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.