Who is that man in the background of the picture?
- Resmin arka planındaki o adam kimdir?
Let's get a picture of us with the sea in the background.
- Arka planda deniz manzaralı bir resmimizi çektirelim.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
- Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
Please move to the rear of the bus.
- Lütfen otobüsün arkasına doğru ilerleyin.
The hijackers moved to the rear of the plane.
- Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.
It has rained for three days on end.
- Arka arkaya üç gün boyunca yağmur yağdı.
She bought articles of clothing one after another.
- O arka arkaya giyim eşyaları aldı.
My cat purrs when I scratch behind his ears.
- Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.
The garden is behind the house.
- Bahçe evin arkasında.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
- Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
Last night, we celebrated a friend's birthday with cases of Champagne, we ended up completely wasted.
- Dün gece bir arkadaşınızın doğum gününü, saçıp savurarak tamamen tükettiğimiz şampanya kasalarıyla kutladık.
I spent the whole afternoon chatting with friends.
- Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
I asked after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
A friend of mine can speak Hindi fluently.
- Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
I have a lot of friends to support me mentally.
- Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
We have a doghouse in our backyard.
- Arka bahçemizde bir köpek kulübemiz var.
There is a bird feeder in our backyard.
- Bizim arka bahçede bir kuş besleyici var.
He was too drunk to remember to shut the back door.
- Arka kapıyı kapatmayı düşünemeyecek kadar sarhoştu.
Tom sneaked out the back door.
- Tom arka kapıdan gizlice sıvıştı.
Tom was riding in the back seat.
- Tom arka koltukta gidiyordu.
There's a blanket in the back seat.
- Arka koltukta bir battaniye var.
The robber attacked her on a back street.
- Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.