We had hardly arrived when Lucy started crying to go home.
- Lucy eve gitmek için ağlamaya başladığında, ancak varmıştık.
However, his girlfriend is selfish and hardly worries about Brian.
- Ancak, onun kız arkadaşı bencil ve neredeyse Brian hakkında hiç endişelenmez.
He had barely enough money to buy bread and milk.
- Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.
Tom can barely pay his rent.
- Tom ancak kirasını ödeyebiliyor.
You may go to the party, but you must be home by midnight.
- Partiye gidebilirsin, ancak gece yarısına kadar eve olmalısın.
Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.
- Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away.
- Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
However, his girlfriend is selfish and hardly worries about Brian.
- Ancak, onun kız arkadaşı bencil ve neredeyse Brian hakkında hiç endişelenmez.
Only after a long dispute did they come to a conclusion.
- Ancak uzun bir tartışmadan sonra bir sonuca vardılar.
It takes eight hours to fly from Zurich to Boston, but only six for the return trip.
- Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.
God, please give me chastity and continence, but not yet.
- Tanrım, bana iffet ve ölçülülük ver, ancak henüz değil.
The country is divided, yet there are mountains and rivers.
- Ülke bölünür ancak dağlar ve ırmaklar vardır.
A lion is certainly much stronger than a sole hyena but there were three times as many hyenas there as lions.
- Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.
However, his girlfriend is selfish and hardly worries about Brian.
- Ancak, onun kız arkadaşı bencil ve neredeyse Brian hakkında hiç endişelenmez.
Tom tried hard, but failed.
- Tom çok çalıştı, ancak başarısız oldu.
You can't park here. However, there is a parking lot just around the corner.
- Burada park edemezsin. Ancak, köşede bir park yeri var.
Certainly. I will need to confirm it, however. Please wait just a moment.
- Kesinlikle. Ancak onu teyit etmem gerekecek, lütfen sadece biraz bekleyin.
We're not gods, but mere men.
- Bizler tanrılar değiliz, ancak katıksız insanlarız.