düşüşler

listen to the pronunciation of düşüşler
Türkçe - İngilizce

düşüşler teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

düşüş
fall

He was lame after the fall. - O, düşüşten sonra topal oldu.

She was watching the dead leaves fall. - Ölü yaprakların düşüşünü izliyordu.

düşüş
downfall
düşüş
decline

The stock market declines were bigger than I expected. - Borsa düşüşleri beklediğimden daha büyük.

The yen's appreciation accelerated the decline of that company. - Yenin değerlenmesi o şirketin düşüşünü hızlandırdı.

düşüş
decrease
düşüş
drop

You could've heard a pin drop. - Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin.

You could hear a pin drop in the room. - Odada bir iğne düşüşünü duyabilirdin.

düş
dream

I never dreamed I would meet you here. - Seninle burada karşılaşacağımı asla düşünmedim.

I never dreamed that I would meet her there. - Onunla orada karşılaşacağımı asla düşünmedim.

düş
{f} fall

The garden was covered with fallen leaves. - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.

She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm. - Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.

düşüş
tumble
düşüş
{i} reduction

Survival analysis showed a significant reduction. - Yaşam analizi önemli bir düşüş gösterdi.

düş
daydream

Daydreaming is the moonlight of thought. - Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.

düş
vision
düşüş
precipitation
düşüş
droop
düşüş
fail
düşüş
ignominy
düşüş
(Meteoroloji) lapse
düşüş
slump
düşüş
toppling
düş
illusion

Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen. - Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.

Your enemies are just an illusion. - Senin düşmanların sadece bir yanılsama.

düş
plump down
düş
fantasy

Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic. - Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.

düş
{f} slumped

The man slumped to the floor. - Adam aniden yere düştü.

düş
fiction

He's very fond of science fiction. - O, bilim kurguya çok düşkündür.

düş
{f} decay
düş
{f} drop

It would break if you dropped it. - Eğer düşürürsen kırarsın.

The temperature has suddenly dropped. - Sıcaklık aniden düştü.

düş
{f} falling

The yen is rising and the dollar is falling. - Yen yükseliyor dolar düşüyor.

She came close to falling off the platform. - Neredeyse platformdan düşüyordu.

düş
{f} fallen

A fallen rock barred his way. - Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.

The garden was covered with fallen leaves. - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.

düş
romance

I thought you didn't like romance movies. - Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.

I think that maybe I should stop reading romance novels. - Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.

düş
imagination

Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination. - Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.

düş
plunk
düş
fell

He approached and fell on his knees. - O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

He fell down the stairs. - O, merdivenden düştü.

düş
plummet

Home prices are plummeting. - Ev fiyatları hızla düşüyor.

Tom's grades soon plummeted. - Tom'un notları yakın zaman içinde düştü.

düş
pie in the sky
düşüş
low ebb
düşüş
downturn
düşüş
{i} decay
düşüş
recession
düş
decayed
düşüş
purler
düş
dream, daydream, fantasy
düş
reverie
düş
delusion

When I was a kid, I thought that if I died the world would just disappear. What a childish delusion! I just couldn't accept that the world could continue to exist without me. - Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.

Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense. - Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.

düş
hope, aspiration, dream
düş
pink elephant
düşüş
falling

Tom looked at the snow falling inside the snow globe. - Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.

The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion. - Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.

düşüş
recessional
düşüş
collapse
düşüş
ebb tide
düşüş
cutback
düşüş
downgrade
düşüş
ebb
düşüş
spill
düşüş
fall, falling; drop; decrease; downfall
düşüş
fall, falling
düşüş
comedown
düşüş
eclipse
düşüş
sinking
düşüş
(fiyat) recession
düşüş
scale down
düşüş
{i} slide
Türkçe - Türkçe

düşüşler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

DÜŞ
(Osmanlı Dönemi) f. Bak: Dû
Düş
rüya
düş
Gerçek olmayan şey, imge, hayal
düş
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya
düş
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya: "Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde."- Dadaloğlu
düş
Gerçekleşmesi istenen şey, umut
düşüş
Düşme işi veya biçimi