Tom had his hair slicked back.
- Tom saçını arkaya taramıştı.
Tom's hair was slicked back.
- Tom'un saçları arkaya taranmıştı.
She turned around quickly.
- O hızla arkaya döndü.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.
- Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.
Please move to the rear of the bus.
- Lütfen otobüsün arkasına doğru ilerleyin.
It has rained for three days on end.
- Arka arkaya üç gün boyunca yağmur yağdı.
She bought articles of clothing one after another.
- O arka arkaya giyim eşyaları aldı.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
My cat purrs when I scratch behind his ears.
- Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
- Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
Applaud, friends, the comedy has ended.
- Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.
All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
- Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
I asked after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws.
- Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
We have a small backyard.
- Bizim küçük bir arka bahçemiz var.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.