My house was on fire.
 - Benim evim yanıyordu.
Oh my God! It's on fire!
 - Aman Allah'ım! O yanıyor!
That striker has scored four goals so far - he's on fire!.
You're by my side; everything's fine now.
 - Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
 - Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
 - Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
The wrong time, the wrong place.
 - Yanlış zamanda, yanlış yerde.
So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
 - Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
 - Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
 - Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
The army was advancing in the wrong direction.
 - Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
The forest fire began to spread in all directions.
 - Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
Who was at the party beside Jack and Mary?
 - Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
 - Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
He edged sideways through the crowd.
 - O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
 - Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
Please put the table next to the wall.
 - Lütfen masayı duvarın yanına koy.
Some pickpocket stole my wallet on the train.
 - Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
 - O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
Ten houses were burned down.
 - On ev yanıp kül oldu.
We walked along side by side.
 - Biz yan yana yürüdük.
They sat side by side.
 - Onlar yan yana oturdular.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
 - Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
 - Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
 - Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
 - Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.