Kendini tutmak zorundasın.
- You have to hold back.
Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum.
- I'd like to do a feasibility check.
Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
- This will serve as a check on their work.
Hızlı bir denetim yapacağım.
- I'll do a quick check.
Ayrı hesaplar istiyoruz, lütfen.
- We'd like separate checks, please.
Tom çek yazmadan önce hesap bakiyesini kontrol etti.
- Tom double-checked his bank balance before writing the check.
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.
- The girl tried hard to hold back her tears.
Kendini tutmak zorundasın.
- You have to hold back.
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.
- The girl tried hard to hold back her tears.
Tom gözyaşlarını tutamadı.
- Tom couldn't hold back his tears.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir.
- A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
The dam can't hold back that much water.
He's a year older than his classmates because he was held back in second grade.
Don't hold back. Hit it as hard as you can.