tasarlama teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- hatching
- planning, designing
- hatcher
- conceiving
- deliberation
- premeditation
- planning
- designing
When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country.
- Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.
- {i} design
It wouldn't be too hard to design a new website for you.
- Sizin için yeni bir web sitesi tasarlamak çok zor olmazdı.
I have to design a new poster for the film.
- Film için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım.
- resolve
- incubation
- {i} contemplation
- tasarlamak
- {f} design
Apple tried a lot to design beautiful hardware.
- Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.
I have to design a new poster for the film.
- Film için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım.
- tasarlamak
- plan
- tasarlamak
- intend
- tasarlamak
- {f} propose
- tasarlamak
- lay out
- tasarlamak
- envisage
- tasarlamak
- {f} mean
- tasarlamak
- contemplate
- tasarlamak
- {f} devise
- tasarla
- {f} designing
Tom spent all day designing a website for a new client.
- Tom, bütün günü yeni bir müşteri için bir web sitesi tasarlayarak geçirdi.
When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country.
- Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.
- tasarlamak
- {f} fix
- tasarlamak
- think up
- tasarlamak
- {f} purpose
- tasarlamak
- blue-print
- tasarlamak
- cogitate
- tasarlamak
- destinate
- tasarlamak
- (Askeri) outstand
- tasarlamak
- drafting
- tasarlamak
- think out/through
- tasarlamak
- cast
- tasarlamak
- think
- tasarlamak
- think of
- tasarlamak
- trace
- tasarlamak
- resolve
- tasarlamak
- fancy
- tasarlamak
- schedule
- tasarlamak
- lay
- tasarlamak
- conceive
- tasarlamak
- ruminate over
- tasarlamak
- work out
- tasarlamak
- spin
- tasarlamak
- ideate
- tasarlamak
- skeletonize
- tasarlamak
- blueprint
- tasarlamak
- ruminate on
- tasarlamak
- sketch out
- tasarlamak
- think about
- tasarlamak
- frame
- tasarlamak
- hatch
- tasarlamak
- ruminate about
- tasarla
- conceive
I conceived of the plan while I was smoking.
- Sigara içerken planı tasarladım.
- tasarla
- {f} design
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
This is designed especially for young people.
- Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.
- tasarla
- {f} devise
To explain this phenomenon, each scientist devised his own theory.
- Bu fenomeni açıklamak için, her bilim adamı kendi teorisini tasarladı.
People devised shelters in order to protect themselves.
- İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.
- tasarlamak
- map
- tasarlamak
- perpend
- tasarlamak
- scheme
- tasarlamak
- project
- tasarlamak
- cast about
- tasarlamak
- map out
- tasarla
- designed
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
Mayuko designed a dress for herself.
- Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı.
- tasarlamak
- Envisage, envision; to plan; to project, devise a plan for
- tasarlamak
- intends
- tasarlamak
- {f} forecast
- tasarlamak
- {f} ruminate
- tasarlamak
- to plan, to project, to design; to draft, to sketch out; to intend
- tasarlamak
- draught
- tasarlamak
- to roughhew, rough out (a piece of wood or stone). tasarlayarak öldürme law premeditated murder. tasarlayarak öldürmek law to murder, kill (someone) premeditatedly
- tasarlamak
- to envisage, envision; to plan; to project, devise a plan for
- tasarlamak
- {f} incubate
- tasarlamak
- blue print
- tasarlamak
- {f} premeditate
- tasarlamak
- architect
- tasarlamak
- {f} contrive
- tasarlamak
- think out
- tasarlamak
- {f} meditate
- tasarlamak
- draft
- tasarlamak
- cast around
- tasarlamak
- calculate
- yasa tasarlama süreci
- (Politika, Siyaset) legislative drafting
- önceden tasarlama
- premeditation