A nervous person will not be fit for this job.
- Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
You don't have to be so nervous.
- Çok sinirli olmak zorunda değilsin.
You look pretty angry.
- Oldukça sinirli görünüyorsun.
He seldom gets angry or irritated.
- Nadiren kızgın ya da sinirli olur.
Forgive me! I'm tired and irritable.
- Beni affet! Ben yorgunum ve sinirliyim.
Tom is really peeved.
- Tom gerçekten sinirli.
Why is Layla so upset?
- Leyla neden bu kadar sinirli?
Tom didn't know why Mary was so upset.
- Tom Mary'nin bu kadar sinirli olduğunu bilmiyordu.
Tom is mad at me and I can't say I blame him.
- Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
Tom looked like he was mad.
- Tom sinirli görünüyordu.
Tom's pissed off because he's not the one and only.
- Tom tek olmadığından dolayı sinirli.
Tom's way of speaking got on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.
There are twelve pairs of cranial nerves.
- On iki çift kranial sinir vardır.
She angers us with her remarks.
- O, yorumlarıyla bizi sinirlendiriyor.
They anger us with their behavior.
- Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.
Tom tapped his foot nervously.
- Tom sinirli olarak ayağını vurdu.
Tom nervously opened the door.
- Tom sinirli olarak kapıyı açtı.
He lost his temper and hit the boy.
- Sinirlendi ve çocuğa vurdu.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
Nervous people will scratch their heads.
- Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
It's really very annoying.
- Bu gerçekten çok sinir bozucu.
This noise is annoying.
- Bu gürültü sinir bozucu.
Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument.
- Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.