kuyruk

listen to the pronunciation of kuyruk
Türkçe - İngilizce
tail

The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner. - Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı.

The male peacock has colorful tail feathers. - Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.

queue

A long queue had formed in front of the shop. - Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.

British people are used to standing in queues. - İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.

line

Tom is the last person in line. - Tom kuyruktaki son kişi.

We were made to stand in line. - Biz kuyrukta ayakta bekletildik.

caudal
(elbise vb.) trail
train (of a dress)
(kimse) together
corner (of the eye)
line, Brit. queue
tail; queue, file; follower, shadow; (giysi) train
(uçak) tail fin
(top) breech
breech (of a cannon)
rear end, tail end, tail (of a vehicle or procession)
(tilki) brush
follower, attendant; retinue, suite (said sarcastically)
(tavşan vs.) scut
ponytail
cue
column
follower
(Denizbilim) caudal fin
tailing
(Havacılık) tail fin
(Bilgisayar) queue holds
(Tıp) cauda
file
trail
tail in
queue of
queuing
tail of
spool
shadow
kuyruk (elbise vb)
trail
kuyruk (elbise, kuş)
train
kuyruk acısı
desire for revenge
kuyruk adı
(Bilgisayar) queue name
kuyruk dizgesi
(Bilgisayar) queueing system
kuyruk düzencesi
(Bilgisayar) queue discipline
kuyruk gecikmesi
(Bilgisayar) queuing delay
kuyruk gibi
(Denizbilim) caudal
kuyruk kanadı
tailplane
kuyruk kanadı
(Havacılık) elevator
kuyruk kemigi
(Tıp) tailbone
kuyruk kemiği
(Anatomi,Tıp) coccyx
kuyruk kuyruğa
(Biyokimya) tail-to-tail
kuyruk lambası
tail light
kuyruk listesi
(Bilgisayar) queue list
kuyruk mili
(Otomotiv) pto shaft
kuyruk olmak
queue up
kuyruk oluşturmak
queue
kuyruk sallamak
(Argo) give a come hit-her look
kuyruk sallamak
(Argo) sheep's-eyes
kuyruk sallamak
(Argo) goo-goo eyes
kuyruk sallamak
(Argo) glad eye
kuyruk sallamak
(Argo) googly-eyes
kuyruk sallamak
(Argo) pash-eye
kuyruk sallamak
(Argo) goo-goo eye
kuyruk sallamak
(Argo) get-the-eye
kuyruk sallamak
wag the tail
kuyruk sallamak
flatter
kuyruk sallamak
toady to
kuyruk sallamak
cringe
kuyruk sallamak
play up to
kuyruk sallamak
(Argo) mash-eye
kuyruk sallayıcı
toady
kuyruk savurma
(Askeri) fish tail
kuyruk sistemi
(Bilgisayar) queuing system
kuyruk takımı
(Askeri,Havacılık) tail assembly
kuyruk takımı
(Askeri,Havacılık,Teknik) empennage
kuyruk teleği
quill
kuyruk teorisi
(Bilgisayar,Ticaret) queuing theory
kuyruk ucu
(Denizbilim) filaments
kuyruk yapmak
tail
kuyruk yağı
(Gıda) tail fat
kuyruk yönetimi
(Bilgisayar) queue management
kuyruk yüzgeci
caudal fin
kuyruk yüzgeçi
(Denizbilim) caudal fin
kuyruk şaftı
(Askeri) tail shaft
kuyruk kemiği
tail bone
kuyruk sallamak
come-up-and-see-me-sometime-look
kuyruk sokumu
(Anatomi) coccyx
kuyruk sokumu
(Tıp) sacrococcyeal articulation
kuyruk (kimse)
together
kuyruk (tavşan vb)
scut
kuyruk acısı
rancour [Brit.]
kuyruk acısı
rancour, grudge
kuyruk acısı
rancor
kuyruk acısı desire
for vengeance; rancor
kuyruk acısı olmak
(have) desire for revenge
kuyruk acısı olmak
feel sore about something
kuyruk acısını çıkarmak
to square accounts (with)
kuyruk atlama
jockeying
kuyruk ayarları
(Bilgisayar) spool settings
kuyruk ayarı
rigging
kuyruk ayrıntıları
(Bilgisayar) queue details
kuyruk bilgisi
(Bilgisayar) queue information
kuyruk braketi
suspension bracket
kuyruk bölümü
(uçak) empennage
kuyruk direnci
(Havacılık) boat-tail drag
kuyruk disiplini
queue discipline
kuyruk dizelgesi
(Bilgisayar,Teknik) queuing list
kuyruk dolu
(Bilgisayar) queue is full
kuyruk dosyası
(Bilgisayar) queue file
kuyruk durmuş
(Bilgisayar) queue held
kuyruk etkin
(Bilgisayar) queue active
kuyruk halatı
tail rope
kuyruk hatası
(Bilgisayar) queue error
kuyruk ikaz radarı
(Askeri) tail warning radar
kuyruk kancası
(Askeri) tail hook
kuyruk kayışı
(Askeri) tail spin
kuyruk kenarı
(Bilgisayar,Teknik) trailing edge
kuyruk konisi
tail cone
kuyruk kısmı
(Havacılık) boat tail
kuyruk kızağı
tail skid
kuyruk kızağı
tailskid
kuyruk lambası
taillight
kuyruk listesi
queueing list
kuyruk mahmuzu
tailskid
kuyruk mahmuzu
tail skid
kuyruk manivelası
(Askeri) handspike
kuyruk olmak
to queue up
kuyruk olmak
to line up, form a line, Brit. queue up
kuyruk oluşturmak
(araba) tail back
kuyruk oluşturmak
to queue
kuyruk omurları
anat . coccyges
kuyruk paraşütü
tail parachute
kuyruk paraşütü
(Askeri) drag chute
kuyruk pervanesi
tail rotor
kuyruk rotoru
(Havacılık) anti-torque rotor
kuyruk rüzgârı
tail wind
kuyruk sallama
tantalization
kuyruk sallama
(Havacılık) fishtail
kuyruk sallamak
fawn
kuyruk sallamak
1. to wag its tail. 2. (Konuşma Dili) to fawn over someone, play up to someone
kuyruk sallamak
a) to wag the tail b) to play up to, to cringe
kuyruk sallamak
(at vb.) whisk
kuyruk sallayan
fawning
kuyruk silahı
(Askeri) tail gun
kuyruk sokumu kanalı
(Anatomi) sacral canal
kuyruk sokumu omurları
(Anatomi) sacral vertebrae
kuyruk sokumu sinir ağı
(Anatomi) sacral plexus
kuyruk stabilizörü
tail fin
kuyruk suyu
tail water
kuyruk suyu
after-bay
kuyruk suyu
tailwater
kuyruk takmak
tail
kuyruk takozu
(Askeri) trail support
kuyruk takımı
tail assembly, tail unit
kuyruk tamburu
(İnşaat) tail-pulley
kuyruk tapası
(Askeri) tail fuze
kuyruk tekerleği
tail wheel
kuyruk teorisi
queueing theory
kuyruk tüyü
tail feather
kuyruk tüyü
rectrix
kuyruk ucu
trailing end
kuyruk virili
tail spin
kuyruk yarat
(Bilgisayar) create queue
kuyruk yatağı
(Askeri) stern bearing
kuyruk yüksekliği
(Havacılık) tail height
kuyruk yüzeyi
(Havacılık) tail surface
kuyruk yüzeyi
tail surface, tailplane
kuyruk yüzgeci
tail fin
kuyruk zinciri
tail chain
kuyruk çekmek
to draw a line extending away from the corner of (one's eye) (with a cosmetic)
kuyruk ünitesi
tail unit
kuyruk şaftı
tail shaft, shell bossing
dikey kuyruk
fin
kesik kuyruk
bob
kırlangıç-kuyruk
(Hayvan Bilim, Zooloji) swallowtail
terk kuyruk
(Bilgisayar) reneging
uzun kuyruk
long tail
atın kuyruk altı kayışı
backstrap
beyaz kuyruk
white tail
beyaz kuyruk
whitetail
ipek kuyruk kuşu
waxwing
kalkık kuyruk
(Tabiat Doğa) (böcek, haşere) rove beetle
kelebek kuyruk
butterfly tail
kesik kuyruk
(at) bob
konik kuyruk
(Askeri) boattail
küçük kuyruk
scut
kısa kesilmiş kuyruk
dock
kısa kuyruk
bobtail
roket kuyruk dengeleyicisi
(Askeri) rocket tail stabilizer
roket kuyruk kanadı
(Askeri) rocket tail wing
trafik tıkanıklığı nedeniyle oluşan kuyruk
tailback
uçağın kanat ve kuyruk ayarı
rigging
yatay kuyruk
horizontal tail
yağlı kuyruk
pie counter
yağlı kuyruk
(Konuşma Dili) job from which or person off whom a lot of money can be easily made
yelpaze kuyruk
(Hayvan Bilim, Zooloji) cisticola juncidis
yelpaze kuyruk
fantail, fan-shaped tail
yelpaze kuyruk
(Hayvan Bilim, Zooloji) zitting cisticola
yukarı doğru kuyruk çekme
upstroke
çatal kuyruk
swallow
çatal kuyruk
(Tabiat Doğa) (kelebek) swallowtail
çatal kuyruk
swallow tail
Türkçe - Türkçe
Bazı şeylerde kuyruğa benzeyen uzantı veya baş tarafın aksi yönünde kalan bölüm
Hayvanların çoğunda, gövdenin art yanında bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ
İnsanların sıra beklemek için, art arda durarak oluşturduğu dizi
Kuşlarda gövdenin art yanında bulunan tüy demeti
Başın arkasına toplanmış saç demeti
Birisinin arkasına takılıp hiç ayrılmayan kimse. İnsanların sıra beklemek için, art arda durarak oluşturduğu dizi: "Çoğu yirmi yaş civarında, sürü sepet öğrenci genç, kuyruğa girmiş, sırasını bekliyor."- A. İlhan
Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi
Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı
Birisinin arkasına takılıp hiç ayrılmayan kimse
(Osmanlı Dönemi) ZENEB
(Osmanlı Dönemi) KIFVE
kuyruk acısı
Hınç, alınacak öç
kuyruk kemiği
Omurganın alt ucunda bulunan, kuyruk sokumu kemiği ile eklemlenen, önden arkaya doğru yassı, üçgen biçiminde kemik
kuyruk olmak
Arka arkaya dizilmek, sıralanmak
kuyruk sokumu
İnsanda omurganın alt ucunun bitim yeri
kuyruk sokumu kemiği
Omurganın bitiminde, beş kuyruk omurunun kaynaşmasından oluşan, üçgen biçiminde kemik
kuyruk süren
Afrika'da gruplar halinde yaşayan ve firavunfaresi de denilen memeli bir hayvan
kuyruk yağı
Koyun kuyruğunun eritilmesinden elde edilen yağ
Kuyruk kemiği
(Osmanlı Dönemi) UZEYZA'
Kuyruk sokumu
(Osmanlı Dönemi) US'US
Kuyruk sokumu
(Osmanlı Dönemi) SENER
Kuyruklar
(Osmanlı Dönemi) EZNAB
kepçe kuyruk
Başkalarının sırtından bedava geçinen (kimse)
kıl kuyruk
Züğürt, niteliksiz, kılıksız
kıl kuyruk
Zayıf, çelimsiz
yağlı kuyruk
Kolayca sömürülecek iş veya kişi; kolayca ve bolca yararlanılabilecek kaynak
kuyruk