She catches colds easily.
- O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
Wooden houses catch fire easily.
- Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
Guns are readily accessible to Americans.
- Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.
Guns are readily accessible to Americans.
- Amerikalılar silahlara kolayca erişebilir.
My house is within easy reach of the station.
- Evim istasyona kolayca ulaşılabilecek bir yerde.
Statistics are easy to misinterpret.
- İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir.
You can do this with ease.
- Bunu kolayca yapabilirsin.
He writes English with ease.
- O kolayca İngilizce yazıyor.
This zipper doesn't zip smoothly.
- Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
We forget our faults easily if no one knows them as well as us.
- Eğer hiç kimse onları bizim kadar iyi bilmiyorsa hatalarımızı kolayca unutabiliriz.