It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
She hated her husband.
- O, kocasından nefret etti.
She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
The elephant is an enormous creature.
- Fil kocaman bir yaratıktır.
The lion opened its huge mouth and roared.
- Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
They became man and wife.
- Onlar karı koca oldu.
This man is not my husband.
- Bu adam benim kocam değil.
The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
I saw a large snake today.
- Bugün kocaman bir yılan gördüm.
Her husband's illness caused her great anxiety.
- Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.
She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
- O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
Tom is quite big-headed.
- Tom oldukça koca kafalıdır.
What is that big building in front of us?
- Önümüzdeki bu koca bina nedir?
Mary complained about her husband again - the same old story.
- Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.
That's an old wives' tale.
- Bu bir kocakarı masalı.
My hubby and I used to go mountain climbing together.
- Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
Mary's hubby is chubby.
- Mary'nin kocası tombul.
A widow is a woman whose spouse has died.
- Dul kocası ölmüş bir kadındır.