Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
The school is within walking distance of my house.
- Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
Within days, Japan captured the American island of Guam.
- Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
Don't you want to come inside?
- İçeri girmek istemez misin?
Did you want to come in?
- İçeri girmek mi istedin?
How much do we have to pay to get in?
- İçeri girmek için ne kadar para ödemek zorundayız?
Where can you buy a ticket to get in?
- İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin?
Do you want to go in?
- İçeri girmek ister misin?
You don't have to go in if you don't want to.
- İstemiyorsan içeri girmek zorunda değilsin.