Two families live in the house.
- Evde iki aile yaşıyor.
In those days, he lived in the house alone.
- O günlerde, o, evde tek başına yaşıyordu.
She has lunch at home.
- Öğle yemeğini evde yedi.
If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
- Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
Is Mr. Nakamura at home?
- Bay Nakamura evde mi?
She has lunch at home.
- Öğle yemeğini evde yedi.
People were told to stay indoors because of the violence in the streets.
- İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
I'd rather go out than stay indoors.
- Dışarı çıkmayı evde kalmaya tercih ederim.
In severe weather, it's best to stay indoors.
- Şiddetli havalarda, evde kalmak en iyisidir.
I want to stay in the house.
- Evde kalmak istiyorum.
Tom doesn't have to stay home to help Mary.
- Tom Mary'ye yardımcı olmak için evde kalmak zorunda değil.
At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies.
- Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.