The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
Don't let him approach.
- Onun yaklaşmasına izin verme.
His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
- Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
The horse did not want to even approach the trailer.
- At, römorka bile yaklaşmak istemedi.
I want to get closer to you.
- Ben sana yaklaşmak istiyorum.
Tom has halitosis and his friends are reluctant to get too close to him.
- Tom'un ağız kokusu var ve arkadaşları ona çok yaklaşmak için isteksiz.
It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
The dictionary gathers nearly half a million words.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
He is a hard man to approach.
- O yaklaşması zor bir adamdır.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
- Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
The number pi is approximately equal to 3.14 or 22/7. Its symbol is π.
- Pi sayısı, yaklaşık olarak 3,14 ya da 22/7'ye eşdeğerdir. Sembolü π'dir.
Don't let anyone come near the fire.
- Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
I don't want to go near Tom.
- Tom'a yaklaşmak istemiyorum.
It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu.
I want to get closer to you.
- Ben sana yaklaşmak istiyorum.