Nick hurried to catch the bus.
- Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
I really had to run for it to catch the train.
- Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.
I got up early to catch the first train.
- Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.
I really had to run for it to catch the train.
- Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.
I was caught in a shower on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
The old man caught a big fish.
- Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
- O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.
The man tried to catch hold of me by the collar.
- Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
- Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
They would capture as many people as possible.
- Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
She has to study hard and catch up with everybody in her class.
- Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
I ran as fast as possible to catch up with her.
- Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word.
- Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.
A fox is not caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
A fox was caught in the snare.
- Kapanda bir tilki yakalandı.
Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma.
- Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.
We'll catch up later.
- Daha sonra yakalayacağız.
I have to catch up the lost time.
- Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
Of course I want to catch up!
- Tabii ki yakalamak istiyorum!
Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
It is difficult to catch a rabbit by hand.
- Bir tavşanı elle yakalamak zordur.
He put up his hand to catch the ball.
- Topu yakalamak için elini kaldırdı.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
The traffic accident prevented me from catching the train.
- Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
- O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
He seized the pickpocket by the collar.
- Yankesiciyi yakasından yakaladı.
The man tried to catch hold of me by the collar.
- Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
We want to capture that market.
- O pazarı yakalamak istiyoruz.
Tom was afraid of being captured by the enemy.
- Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.
I captured butterflies with a net.
- Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
Nick hurried to catch the bus.
- Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
I think you nailed it.
- Sanırım onu yakaladın.
Where did you nail them?
- Onları nerede yakaladın?
We set out traps for catching cockroaches.
- Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
He set a trap to catch the animal.
- Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.