I'm hungry. What about you?
- Ben açım. Peki ya sen?
I couldn't understand him at all. What about you?
- Onu hiç anlayamıyorum, peki ya sen?
It's a matter of either or.
- Bu bir ya ya da konusu.
Either be as you seem or seem as you are.
- Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.
Either be as you seem or seem as you are.
- Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
Yo homes, smell ya later!.
You have to be at least 36 inches high to go on this ride.
You are all supposed to do as I tell you.
You must do as I tell you.
You must do as I tell you.
You are all supposed to do as I tell you.
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- Are you a teacher or a student here?
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
- If it hadn't been for you, he would still be alive.
Bu kitabı sana vereceğim.
- I will give you this book.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.
- Tatoeba: We've got sentences older than you.
Sizden henüz bir cevap almadım.
- I have received no reply from you yet.
Stevie Wonder'ın yeni albümü sende var mı?
- Do you have Stevie Wonder's new album?
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.
İstasyona giderken ben seni geçtim.
- I can beat you to the station.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
- I will be glad to help you.