Çanta büyüktü ve dahası ağırdı.
- The bag was big, and moreover, it was heavy.
O başka bir yerde yaşıyor ve dahası, onu görmek istiyor gibi hissetmiyorum.
- He lives elsewhere and, moreover, I don't feel like seeing him.
Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu.
- The house looked good; moreover, the price was right.
Üstelik, Kartaca'nın öldürülmesi kanısındayım.
- Moreover, I am of the opinion that Carthage must be destroyed.
... Moreover, still in this category of approaches, we ...
... moreover we can take the money we save from this transition to tax reform ...