He lives elsewhere and, moreover, I don't feel like seeing him.
- O başka bir yerde yaşıyor ve dahası, onu görmek istiyor gibi hissetmiyorum.
It was cold that day, and moreover it began to rain.
- O gün soğuktu ve dahası yağmur başlamıştı.
My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
- Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
- Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!