Maaşına ek olarak biraz geliri var.
- He has some income in addition to his salary.
İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum.
- I want to study German in addition to English.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?
- Is anyone coming besides your friends?
O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.
- That store sells many things besides furniture.
İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum.
- I want to study German in addition to English.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
- He speaks two languages besides English.
Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.
- Besides being a surgeon, he was a famous writer.
Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
- In addition to being a doctor, he is a writer.
İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.
- In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.
Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim.
- In addition, I have to interview a professor.
Ayrıca on bin yen ödemek zorunda kaldık.
- We had to pay ten thousand yen in addition.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.
- Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive.
Ben bu daireyi seviyorum. Yer iyi ve ayrıca, kira çok yüksek değil.
- I like this flat. The location is good, and besides, rent is not very high.
Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor.
- It's too late now. Besides, it's starting to rain.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
- I had to pay 5 dollars in addition.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.
- It was cold, and in addition, it was windy.
... In addition to beautiful images that are easily stored ...
... by spammers from the Pearl River Delta. In addition to that, you're going to have ...