O, çok aydınlanmış bir tutum.
- That's a very enlightened attitude.
Yüzü mutluluktan aydınlandı.
- Her face was enlightened by happiness.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
- Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.
- Enlightening the people is very easy.
Joseph Goebbels Kamu Aydınlatma ve Propaganda Nazi bakanıydı.
- Joseph Goebbels was the Nazi minister of Public Enlightenment and Propaganda.
Belki beni aydınlatabilirsin.
- Maybe you could enlighten me.
Buda'ya yolda rastlarsan onu öldür.
- If you meet the Buddha on the road, kill him.
Heykeltıraş ahşabı Buda'nın görüntüsü şeklinde oydu.
- The sculptor carved wood into an image of Buddha.
Yüzü mutluluktan aydınlandı.
- Her face was enlightened by happiness.
Joseph Goebbels Kamu Aydınlatma ve Propaganda Nazi bakanıydı.
- Joseph Goebbels was the Nazi minister of Public Enlightenment and Propaganda.
Bilgeliğin ışığı yeni ufukları aydınlatmalıdır.
- The ray of wisdom must enlighten new horizons.
Joseph Goebbels Kamu Aydınlatma ve Propaganda Nazi bakanıydı.
- Joseph Goebbels was the Nazi minister of Public Enlightenment and Propaganda.
... But the board of The Hindu is enlightened enough for you to ...
... We have the Scott Trust, which is a very enlightened ...