entelektüel

listen to the pronunciation of entelektüel
Türkisch - Englisch
{i} intellectual

When I call someone stupid, it's not an insult. I'm indicating to him that he has broad potential for intellectual development. - Birine aptal dediğimde, bu bir hakaret değil. Ben entelektüel gelişim için onun geniş potansiyele sahip olduğunu ona işaret ediyorum.

Chess is a highly intellectual game. - Satranç son derece entelektüel bir oyundur.

sophisticate
highly intelligent person; person engaged in intellectual pursuits
(an) intellectual
sophisticated
intellectual (person, activity)
egghead
academic
intellectualist
long haired
enlightened
highbrow
hishbrow
entelektüel sermaye
(İdari Yönetim) Intellectual capital
entelektüel kadın
bluestocking
Türkisch - Türkisch
(Hukuk) Aydın, münevver, anlıkçı
(Osmanlı Dönemi) Fr. (Bak: Münevver) Aydın. Akıl ve zihinle ilgili
Bilim, teknik ve kültürün, değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver
Bilim, teknik ve kültürün, değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver: "Pek sevinmez görünmek, bazı entelektüel bozuntularının oldum olasıya başvurdukları pis bir numaradır."- H. Taner
Fikir sorunlarıyla ilgili
entelektüel
Favoriten