kültürlü

listen to the pronunciation of kültürlü
Türkisch - Englisch
cultured

The city is often regarded as the most cultured and cosmopolitan city north of London. - Şehir çoğunlukla Londra'nın kuzeyinde en kültürlü ve kozmopolit şehir olarak kabul edilmektedir.

That doctor is a cultured man. - O doktor kültürlü bir adam.

cultivated
enlightened
sophisticated
well educated
cultured, cultivated, literate, well-read
thoroughbred
intelligent
(Konuşma Dili) highbrow
lettered
learned
knowledgeable
knowing
literate
sophisticate
kültür
{i} culture

He has studied the cultures of Eastern Countries. - Doğu ülkelerinin kültürlerinin öğrenimini yaptı.

The cultures of the world are now becoming rather similar. - Dünya kültürleri oldukça benzer hale gelmektedir.

kültürlü geçinen
booksy
kültürlü kimse
generalist
az kültürlü
middlebrow
kültür
thorough knowledge (of a particular subject)
kültür
culture (of microorganisms in media)
kültür
culture (of a particular society)
kültür
culture, refinement, cultivation
kültür
ethos
kültür
kultur
soylu ve kültürlü kimse
Brahmin
Türkisch - Türkisch
Kültürü gelişmiş olan
Kültür
(Hukuk) HARS
Kültür
ekin
kültür
Tarım
kültür
Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin: "Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir."- E. İ. Benice
kültür
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü: "Doğrusu, teknik ve kültür her gün biraz daha ilerlemektedir."- S. Birsel
kültür
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü
kültür
Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme
kültür
Balıkların yapay yılla beslenme ve büyütülmesi
kültür
Tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddî ve manevî değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin
kültür
Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi
kültür
Bireyin kazandığı bilgi
kültürlü
Favoriten