This noise is driving me crazy.
 - Bu gürültü beni deli ediyor.
Most people think I'm crazy.
 - Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
Charles Guiteau was insane.
 - Charles Guiteau deliydi.
Hamlet acts as if he were insane.
 - Hamlet sanki deli gibi davranır.
Prisons are full of lunatics.
 - Cezaevleri delilerle dolu.
The people from Madrid are lunatics.
 - Madritli insanlar delidirler.
He is either drunk or mad.
 - O ya sarhoş ya da deli.
He is mad about music.
 - O, müziği deli gibi seviyor.
Tom acted like a madman.
 - Tom bir deli gibi davrandı.
Tom worked like a madman.
 - Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom said that Mary was delirious.
 - Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
Tom was deliriously happy.
 - Tom delicesine mutluydu.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
 - Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
 - Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
The last person I told my idea to thought I was nuts.
 - Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.
Ram and Sita were very fond of Hanuman.
 - Ram ve Sita Hanuman'a deli oluyorlardı.
Tom seems slightly distracted.
 - Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
Tom looked pretty distracted.
 - Tom oldukça deli görünüyordu.
Beşinci Cadde ve Harvey Caddesinin köşesindeki şarküteride çok et vardır.
 - There are a myriad of meats at the deli on the corner of Fifth and Harvey Street.
Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?
 - Sorry, where can I find a delicatessen?