O şarküterideki yiyecekten hoşlanmıyorum.
- I don't like the food at that deli.
Beşinci Cadde ve Harvey Caddesinin köşesindeki şarküteride çok et vardır.
- There are a myriad of meats at the deli on the corner of Fifth and Harvey Street.
Most people think I'm crazy.
- Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
Do you think I'm crazy?
- Sizce ben deli miyim?
He behaves as if he were insane.
- Delirmiş gibi davranıyor.
Charles Guiteau was insane.
- Charles Guiteau deliydi.
I've dated a lunatic.
- Bir deli ile birlikte oldum.
Prisons are full of lunatics.
- Cezaevleri delilerle dolu.
The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
- Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
He is either drunk or mad.
- O ya sarhoş ya da deli.
He behaved like a madman.
- Delirmiş gibi davrandı.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.
Tom was deliriously happy.
- Tom delicesine mutluydu.
Tom said that Mary was delirious.
- Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
- Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
Tom looked pretty distracted.
- Tom oldukça deli görünüyordu.
Tom seems slightly distracted.
- Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
I thought Tom and Mary were nuts.
- Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.
I don't think Tom is nuts.
- Tom'un deli olduğunu sanmıyorum.
They put Tom in a straitjacket.
- Onlar Tom'a deli gömleği giydirdiler.
Don't put me in a straitjacket, because I'm not crazy.
- Beni deli gömleğine koyma, çünkü deli değilim.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
He acted like a madman.
- O, bir deli gibi hareket etti.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.
They were biting like crazy yesterday.
- Dün deli gibi ısırıyorlardı.
I'm working like crazy to make sure I have enough time.
- Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
Tom fell madly in love with Mary.
- Tom Mary'ye deli gibi âşık oldu.
Tom and Mary are madly in love.
- Tom ve Mary deli gibi aşık.