Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
- I arranged catering for tomorrow's party.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.
Saçımı düzenlemek zorundayım.
- I have to arrange my hair.
O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
- She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
Çiçek düzenlemeyi öğrenmek istiyorum.
- I'd like to learn how to arrange flowers.
Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
- Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
- We must make arrangements with them beforehand.
Biz bir anlaşmaya vardık.
- We've come to an arrangement.
Biz Pazartesi günü saat akşam 6'da buluşmak için anlaşma yaptık.
- We made arrangements to meet at 6 p.m. on Monday.
Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
- Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
- Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
- Poetry consists of the best words arranged in the best order.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- The two stamp collectors arranged a trade.
Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
... Well, my compatriot, Sergey Brin, who last year arranged ...
... So clearly it would be in how the atoms are arranged. ...