arkadaşımın

listen to the pronunciation of arkadaşımın
Türkçe - İngilizce

arkadaşımın teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

arkadaş
{i} friend

My university friend is against terror. - Üniversite arkadaşım terör karşıtı.

My friend studies Korean. - Arkadaşım Korece çalışıyor.

arkadaş
buddy

He's my old drinking buddy. - O benim eski içki arkadaşım.

Buddy doesn't drive carelessly. - Arkadaşım dikkatsizce sürmez.

arkadaş
mate

They want to choose their mates by their own will. - Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.

Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six. - Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.

arkadaş
bud

Tom and I are drinking buddies. - Tom ve ben içki arkadaşlarıyız.

They're buddies from my technical school. - Onlar benim teknik okuldan arkadaş.

arkadaş
pal

I would like to be your pen pal. - Mektup arkadaşın olmak istiyorum.

I halved the money with my pal. - Parayı arkadaşımla yarı yarıya paylaştım.

arkadaş
companion

He has been a good companion to me. - O bana iyi bir arkadaş olmuştur.

He wanted female companionship. - O kadın arkadaşlık istedi.

arkadaş
comrade

The young man bade farewell to his comrades and relatives. - Genç adam arkadaşlarını ve akrabalarını uğurladı.

He was angered by the murder of their comrades. - O, arkadaşlarının cinayetiyle kızdırıldı.

arkadaş
chap
arkadaş
fellow

He was a good fellow at heart. - Kallben iyi bir arkadaştır.

He seems to be a nice fellow. - O, güzel bir arkadaş gibi görünüyor.

arkadaş
associate

I don't associate with people like Tom. - Tom gibi insanlarla arkadaşlık etmem.

arkadaş
bedfellow
arkadaş
chum
arkadaş
brother

He's a friend of my brother's. - O, erkek kardeşimin bir arkadaşıdır.

She fell in love with her friend's brother. - Arkadaşının erkek kardeşine âşık oldu.

arkadaş
{i} familiar

My parents are familiar with her friend. - Ebeveynlerim onun arkadaşını tanıyorlar.

arkadaş
connection
arkadaş
(Argo) homeboy
arkadaş
fella
arkadaş
(Argo) bloke
arkadaş
intimate

We're intimate friends. - Biz samimi arkadaşlarız.

arkadaş
cohort
arkadaş
(Argo) mellow
arkadaş
spouse
arkadaş
sidekick
arkadaş
company

He is not very good company. - O, çok iyi bir arkadaş değildir.

A person is known by the company he keeps. - Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

arkadaş
date

My boyfriend and I had sex on the first date. - Erkek arkadaşım ve ben ilk buluşmamızda seks yaptık.

Tom discovered that Mary had dated his best friend. - Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.

arkadaş
helpmeet
arkadaş
pard

I pardoned my friend for his poor manners. - Kötü davranışları için arkadaşımı affettim.

arkadaş
comate
arkadaş
ally
arkadaş
partner

When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner. - Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.

Tom doesn't have a partner. - Tom'un bir hayat arkadaşı yok.

arkadaş
colleague

They are both colleagues of mine. - Onlar çalışma arkadaşlarımdır.

Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues. - Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.

Arkadaş
matey
arkadaş
feller

You're a mighty good feller. - Sen güçlü iyi bir arkadaşsın.

He's a smart little feller. - O zeki küçük bir arkadaştır.

arkadaş
compeer
arkadaş
consociate
arkadaş
friend, fellow, mate, crony, pal, chap; companion
arkadaş
sidekick; helpmate
arkadaş
confrere
arkadaş
luv
arkadaş
socius
arkadaş
mac

Tom and his friends all have Macbooks. - Tom ve arkadaşlarının hepsinin MacBookları var.

Macedonia and Bulgaria are not friends. - Macedonya ve Bulgaristan arkadaş değildir.

arkadaş
kamerad
arkadaş
amigo
arkadaş
pardner
arkadaş
cobber
arkadaş
{i} helpmate
Türkçe - Türkçe

arkadaşımın teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

arkadaş
Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik: "Nedret'in arkadaşları bizi nezaketen davet ettiler."- M. Yesarî
arkadaş
bektâş
Arkadaş
(Osmanlı Dönemi) ADİD
Arkadaş
enise
Arkadaş
refik
Arkadaş
yaren
Arkadaş
semir
Arkadaş
arkadaş
Bir işte birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik, yâren
arkadaş
Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri